11 Ocak 2012 Çarşamba

ve 11. gün

2012'ye gireli 11 gün oldu. İstatistiklere göre 2012'nin girişinde harcanan para 2001 yılı topamında eğlenceye harcanan para kadar para harcanmış yeni yıl kutlamalarında. Şimdi neden 2001 dedim merak ettiniz belki aslında biliyorumki hepiniz anladınız. Evet istatistikler ülkemizin ne kadar çok geliştiğini gözler önüne seriyor ve ne kadar zenginleştiğinin. Aslında o değilde insanlar parayı gıda, konut gibi temel ihtiyaçlar yerine böyle eğlence tarzı şeylere harcıyorlar.
Deyip duruyorlarya Amerika İsrail işte biz onlardan da fazla para harcadık 2012 girişinde. Daha 11 gün oldu ama görüyoruzmuyuz İran'daki gerilimi? Biliyoruz dimi Amerika yanındayız düşünelim şimdi. Paralı Doğu ve müslümanlar mı yoksa krizlerde olan Batı mı? Ya tarafsızlık o zaman diyeceklerki Sam Amcalar "bizi bu zor durumda böyle bırakırsanız..." tabi El-Hacı'larıda unutmayalım "Biz sizin din kardeşiniziz". Biz mecbur o "..." yüzünden muhtemel olarak Batı da yer alacağız mecburen ama biz sesimizi çıkaralım ki din gücümüz ve parayı elimizle itmeyelim.
Uyan artık Müslüman Batı'da ne adalet var nede para... Görüyoruz Fransa'daki düşüncelere kelepçe vurmayı bırakın onların operasını bırakın balesini. Onlar kendi halk müziği olan operayı dinliyor. Halk dansı balesini yapıyor tarihten. Tabi görüyoruz ayrıca onlarda para olmadığını Yunanistan İspanya yakında Fransa ve diğerleri. Hala Arap ekonomileri dimdik ayakta...

UYAN ARTIK UYAN.................




5 Ocak 2012 Perşembe

Nasıl Mutlu Olunur?

Şimdi bu zor iş nasıl yapılıyormuş bir bakalım;

Şimdi gitseniz sorsanız nasıl mutlu olunur diye insanlar size diyecekler ki:

Hiç birşeyi takma önemseme öyle kendi kafanca yaşa der ama öyle mutlu olunmaz neden? Neden? Çünkü; o görmezden geldiğiniz şey bir süre sonra karşınıza çıkar ve eskisinden daha büyük bir sorun olmuş olur. Yani bunun kaçışı yok o yüzden herşeyle mücadele edecekseniz. Bir süre sonra bakacaksınız ki aslında hiç birinin önemi yok hepsini bütün sorunların üstesinden gelebiliyorsunuz. Bu neden bir anda olmuyor? Çünkü hiç mücadele etmiyorsunuz. Farketmiyorsunuz ama, onlardan kaçıyorsunuz. Kaçtıkça siz yorgun düşüyorsunuz. Oysa bir kartopu gibi büyüyerek sizi takip ediyor. O yüzden o büyümeden arkanıza dönüp ona "Ne oluyor?" demeniz gerekir demezseniz ne olur? O sorundan asla kurtulamazsınız.

Şimdi manevi düşüncelerden maddi düşüncelere geçelim. Farzelim ki bir iPad2® almak istiyorsunuz. Ama paranız yok öyleyse ne yapıyoruz. iPad2'yi unutuyoruz. Böylece iPad®'imizin olmaması bizim için bir sorun olmamış oluyor. Düşünecek olursak iPad® bize ne kazandırır. İtibar işte biraz havamız olur falan filan ama aslında onlar olmadanda havalı olabilirsiniz. Nasıl? Şöyle ki ilk olarak kendimize güvenmeliyiz. Bizi ezerek bakanlara dik bir bakış ve hafif bir gülümseme yeterli olur o alaycı bakışların yok edilmesinde. Sonra ne yapıyoruz? İnsanların en büyük sorunları aileleridir diye düşünen canlılarda var.Ne diyelim mesela aileniz köylü cahil bir aile onlardan utanmalımıyız?

Tabikide. HAYIR! Eğer öyle canlılar insan bile demiyorum canlılar lütfen başka bir yeri tıklayıp bloğumu terk ediniz. Bir insanın ailesinden utanması gibi rezil bir durum yoktur dersek yalan söylemiş oluruz. Onlarla dalga geçen yaratıkları da unutmamak lazım neyse sinirlendim şimdi konuyu değiştirelim mutlu olmaktan bahsediyorduk ve sanırım mutlu oldunuz toparlayalım biraz, işte insanlar aileleriyle utanmamalıdırlar utanmalarının sebebi olanlar sonuçta sadece aptal yaratıklardır diye düşünülmelidir.

Mutlu olmak için yapmak gereken şey aslında bu kadar uzatmaya gerek yoktu bir gülücük yeterlidir mutlu olmaya. Şuda varki asalak gibi sürekli mutlu olmakta değil kastım tabi üzüleceğiz şehidimize, milletimize, ölümüze... ama bunları bi kenara bırakıp şöyle bir gülücük yaparsak bakacağız ki aslında mutluyuz biz. Hemde öyle mutluki mesela bir evimiz var. Nefes al ver yapabiliyoruz. Görebiliyoruz, duyabiliyoruz, üzülebiliyoruz, okuyabiliyoruz, yazabiliyoruz, sevebiliyoruz, aldatabiliyoruz ve sonra dönüp bakıp gülebiliyoruz tekrardan. Düşürek, kalkarak fakat hep onurumuzla yaşıyorsak mutlu oluyoruz hepsi bu tabi şerefsiz adi pislik biri için değil bunlar onların mutlu olmaya hakkı yok. Diyorum ve bu yazıyı okuduğunuz için teşekkür ve minnetimi sunuyorum.

Hadi şimdi hayatımıza kaldığımız yerden devam edelim tekrar görüşmek dileğiyle.